Ölen Kişi, Hayattakilerden Haberdar mıdır?
Amr b. Dînâr Mekkî der ki:
“Ölen her kişi kendisinden sonra ailesinin neler yaptıklarını, kendisini nasıl yıkadıklarını ve kefenlediklerini bilir. Kabrinden onları seyreder durur.”
Mâlik b. Enes (rah) demiştir ki:
“Bana ulaşan haberlere göre müminlerin ruhları serbest bırakılır; onlar diledikleri yere giderler.”
Numân b. Beşîr (r.a) anlatıyor: “Resûlullah'ın (s.a.v), şu minberde şöyle buyurduğunu işittim:
“Dikkat edin! Dünyadan geriye kalan (zaman) bir karasineğin havada dolaşması (ve ölmesi) kadardır. Kabirdeki arkadaşlarınız hakkında Allah'tan korkun, kötü işlerden sakının; zira amelleriniz onlara gösterilmektedir.” [1]
Ebû Hüreyre'den (r.a) rivayet edilen bir hadiste Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Kötü amellerinizle ölülerinizi utandırmayın, çünkü yaptıklarınız kabirdeki dostlarınıza iletilir.” [2]
Bu sebeple Ebü'd-Derdâ (r.a) şöyle demiştir:
“Allahım! Utanacağım bir amelle Abdullah b. Revâha'nın (r.a) yanına (kabre) varmaktan sana sığınırım.”
İbn Revâha (r.a), Ebû'd-Derdâ'nın dayısıydı. Mûte'de şehit düşmüştü.
Abdullah b. Amr el-Âs'a (r.a),
“Müminler öldükleri zaman ruhları nereye gider, ne yapar?” diye bir soru sorulduğunda Abdullah,
“Beyaz bir kuş şeklinde rahman'ın arşında uçarlar. Kâfirlerin ruhları ise yedi kat yerin dibindedir:” cevabını vermiştir.
Ebû Saîd el-Hudrî (r.a) Resûlullah'tan (s.a.v) işittiği şu hadisi anlatır:
“Ölü, kendisini yıkayanı, kefenleyeni, taşıyanı ve kabre koyanı bilir.” [3]
Salih el-Mirî (rah) anlatıyor:
“Bana ulaşan haberlere göre, ölümle beraber ruhlar birbirleriyle karşılaşırlar. Bu ruhlar kendilerine yeni katılan ruha, “Mekânın nasıldı? Temiz mi yoksa çirkin işler yapan bir cesette miydin?” diye sorarlar.”
Ubeyde b. Umeyr (rah) anlatıyor: Kabir ehli (hayattakilerden) haber bekler dururlar. Kendilerine bir ölü daha katıldığında,
“Falan kişi ne yapıyor, nasıldır?” diye sorarlar. Yeni katılan ölü,
“O buraya gelmedi mi, yoksa buraya getirilmedi mi?” der. Onlar,
“İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn; demek ki o, başka bir yere (cehenneme) götürülmüş!” derler.
Câfer'in Saîd'den
[4] naklettiğine göre o şöyle demiştir:
“Kişi öldüğü vakit başkalarının kendisini karşıladıkları gibi ölmüş olan çocuğu da karşılar.”
Mücâhid (rah) der ki:
“Kişi kabirde iken evlâdının yaptığı iyiliklerle müjdelenir.”
Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin (r.a) rivayet ettiği bir hadiste Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Müminin ruhu kabzolunduğu zaman (Berzah âleminde) Allah'ın rahmet ehli kullarından bir grup, sanki dünyadaki bir müjdeci gibi onu karşılayarak,
“Kardeşimizi rahat bırakalım, istirahat etsin; zira pek çetin bir sıkıntı içindeydi” derler. Sonra ona,
“Falanca adam ne yaptı? Falanca kadın ne yaptı? Falanca kadın evlendi mi?” diye sorular sorarlar. (Kendisinin ölümünden evvel ölmüş) bir adamın durumundan sorduklarında,
“O benden önce öldü” der. Bunun üzerine ruhlar,
“İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn/biz Allah içiniz (O'nun mülküyüz) ve elbette O'na döneceğiz, demek ki o cehenneme gitti” derler.
[5][kaynak belirtilmeli]
Kaynaklar ve Dipnotlar
[1] İbn Ebi'd-Dünyâ, Menâmât, 1; Hâkim, el-Müstedrek, 4/307; Ali el-Müttakî, Kenzü'l-Ummâl, nr. 42741; Süyûtî, Şerhu's-Sudûr, s. 343.
[2] İbn Ebi'd-Dünyâ, Menâmât, 2; Deylemî, Müsnedü'l-Firdevs, nr. 7357; Süyûtî, Şerhu's-Sudûr, s. 343; Ali el-Müttakî, Kenzü'l-Ummâl, nr. 42739.
[3] Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 3/3; Heysemi, Mecmau'z-Zevâid, nr. 4071; Süyûtî, Şerhu's-Sudûr, s. 138; Câmiu's-Sağîr, nr. 2134; Taberânî, el-Mu'cemü'l-Evsât, nr. 7434; Hatîb, Târîhu Bağdât, 12/212.
[4] Câfer b. Süleyman ed-Dab‘î el-Basrî. Saîd İbnü'l-Müseyyeb.
[5] İbn Mübârek, Zühd, nr. 319; Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, nr. 3931; Taberânî, el-Mu‘cemü'l-Kebîr, nr. 3887; el-Evsât, nr. 148; Süyûtî, Şerhu's-Sudûr, s. 133; İbn Receb, Ehvâlü'l-Kubûr, s. 48.