İnternetin en çok kullanılan para kazanma yöntemi

   
  gizliilimlerim
  Üçlü Birlik (Teslis)’in Tarihi Kökenleri, III
 
Üçlü Birlik (Teslis)’in Tarihi Kökenleri, III
hıristiyanlık, teslis, üçlü birlik, incil, bible, isa, jesus, mesih

Üçlü Birlik (Teslis)’in Tarihi Kökenleri, III

Ünlü felsefeci ve târihçi Winwood Reade şöyle der:

Hıristiyan âlemi, putperest âlemine hâkim olunca, putperest âlemi de Hıristiyan âlemini bozdu. “Osiris” ve “Apollo” masalları, İsa Mesih’e atfedildi. Yahûdîlerin (de) inandığı ve İsa Mesih’in tebliğ ettiği tevhîd, yani TEK ALLAH’a îmân yerine [Brahmanizm’de de bulunan ve] Mısırlıların ihdâs ettiği (ortaya koyduğu) ve Eflâtûn (Platon) tarafından felsefeye sokulan “teslîs” (trinity) yâni üç tanrı inancı aldı. (bknz. “Felsefe ve Batı’da Teslis” makalesi) «Bana neden iyi diyorsun? İyi olan yalnız biri var, O da Tanrı`dır.» (Markos 10:18) diyen bir zâtın kendisi bizzat tanrı yerine kondu / tanrılaştırıldı ya da (Tanrı’nın) üçte biri denildi.

Hindistan’daki İslâm âlimlerinden Mahzâr-ı Cân-ı Canân, 14. Mektubu’nda şöyle diyor: «Brahmanizm (de) semâvî dinlerden biriydi. Sonradan bozuldu ve üç uknûm (üç’lü birlik, teslîs) tabîri ilk defa bunlardan işitildi.»

Brahmanizm’e dîn yerine felsefe ya da fikir demek daha doğrudur. Hz.İsa’dan 700 yıl önce, semâvî bir dînin değiştirilmesi ile kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu değiştirmeyi yapan, Brahma’dır.

Brahma, “mukaddes kelâm / Tanrı sözü demektir. Hıristiyanlık’ta da Hz.İsa için bu tabîr kullanılmaya başlanmıştır. Hıristiyan dîn adamlarına Hz.İsa’nın tanrılığı sorulduğunda, bunu ispat için ilk delilleri, Yuhanna İncili’nin 1.bölümündeki ayetlerdir:

«Başlangıç’ta SÖZ vardı. SÖZ, Tanrı’yla birlikteydi ve SÖZ, Tanrı’ydı.» (Yuhanna 1:1)

«SÖZ, insan olup (beden alıp) aramızda yaşadı. O’nun yüceliğini (Baba’dan gelen, lütûf ve gerçekle dolu biricik Oğul’un yüceliğini) gördük.» (Yuhanna 1:14)»

Tıpkı Brahmanizm’deki gibi.Brahmanizm fikrine tâbi olanlar, “Brahma” isminde “asıl” olan bir tanrıya inanırlar. İnançlarına göre bu tanrı, en “kâmîl” ve “dâim-üs-sükût” bir tanrı olup her şeyin aslıdır. Fakat bu tanrı, diğer iki tanrı vasıtasıyla işlerini halleder. Bunlardan birisi “Vişnu”, diğeri de “Siva”dır. “Bunlar, üç çeşit zuhûrdan ibâret olarak bir ilâhtır.” denir.

Brahmanlara göre Brahma, tüm herşeyi ve dünyayı yaratandır. Bütün yaratma işlerini o yapar. İşareti, Güneş’tir.

Vişnu, akıl’dır. her şeyi koruyan, koruyucu bir tanrıdır. İçinde bulunan zamâna hükmeder. İşareti, Su’dur.

Şiva ise, hayat ve ölüm tanrısıdır. İçinde bulunulan zamâna ve geleceğe hükemder. Adalet ve intikam, bunun işidir. İşareti, Ateş’tir.

Brahmanlar, tanrıları Vişnu’nun gökte yaşadığına inanırlar. Diğer tanrılar, Vişnu’ya yeryüzünde birtakım şeytanların (kötü güçlerin) türediğini, yeryüzünün güvenlik ve emniyetini bozduklarını ve bunların cezâlandırılması için (Vişnu’nun) yeryüzünde İNSAN ŞEKLİNDE DOĞMASI gerektiğini söylerler. Vişnu, bu teklifi kabûl eder ve yeryüzünü kötülüklerden ve şeytanlardan (kötü güçlerden) temizlemek için muhâripler sınıfından, bâkire bir kızdan  “krishna” (krişna) adıyla bir muharip olarak doğar. Kız, bunu önceden rüyâsında görür. Krishna, 64.günde bütün ilimleri öğrenir. Çobanlık yapar. Pek çok yer dolaşır. Dolaştığı yerlerde olağanüstü şeyler yapar ve onu gören Brahmalar tarafından tanrılığı kabûl edilir. İnsan şeklinde yeryüzüne inmiş bir tanrıdır.

Budizm’e inanan Budistlerse, Buda’yı tanrı olarak kabûl ediyor. Budistlere göre, Buda, insan olarak doğmadan önce gökyüzünde yaşıyordu. Yeryüzünde inecek bir yer aradı ve sonunda Sudhodana ailesinin bir ferdi olarak doğmaya karar verdi. Annesi, oruçlu olarak sarayın damında uyurken, rüyâsında etrâfına nûrlar saçarak gökten beyaz bir filin yere indiğini ve sağ böğründen karnına girdiğini şaşkınlıkla izler. Buda’nın doğmasına yakın, bir çok işaretler de görünür. Annesi, bulunduğu şehri terk eder ve bir ağacın altında, tanrı olan oğlu yeryüzüne gelir.

Brahmanların ve Budistlerin inançlarıyla Hıristiyanların teslîs inancı, isim farklıkları dışında, birbirine benzer. Tanrıların yeryüzünde bâkîre bir kıza nüfûz etmeleri ve doğmaları, inanların onları tanrı olarak kabûl etmeleri arasında insanı hayrete bırakan benzerlikler vardır. Örneğin:

1. Hıristiyanlara göre Hz.İsa, ölmüş ve öldükten 3 gün sonra tekrar dirilmiş (ve 40 gün sonra da göğe yükselmiş)tir.. Krishna da öldükten sonra dirilerek göğe yükselmiştir.

2. Hz.İsa, mezarından, Buda ise tabutundan kalkmıştır.

3. Hz.İsa, öldürüleceğini önceden söylemiş, zindanlardaki yan, Cehennemlerdeki rûhları kurtarmış ve mezardan kalkınca Tanrı’nın sağına oturmuştur. Buda da dünyadan çekileceğini ve Nirvana’ya gideceğini haber vermiştir.

4. Hz.İsa, göğe çıkınca bütün alemin (göklerin egemenliği’nin, göklerin melekûtunun) işlerini eline alarak hükmetmeye başlamıştır. Buda da “göklerin sultanlığı”nı kurmuş ve âleme hükmetmeye başlamıştır.

5. İncil’lerde, Hz.İsa’nın soyunun “ilk melîk” (kral) dedikleri Hz.Davud’a kadar ittifakla zikrederler. Buda’nın soyununsa “ilk melik” (kral) Makavamat’a dayandığı belirtilir.

Mısır’da teslîs ve tenâsüh, yani ölen bir kimsenin rûhunun başka bir kimseye geçeceği inancı, [Hint dînlerinde olduğu gibi] eski Mısır dînlerinde de vardır. (Eski) Mısırlıların inandıkları tanrılardan en büyüğü “Amonra”dır. İşareti, Güneş’tir. Bu âlemi, irâdesi ve kelamı (Sözü) ile yaratmıştır. Amonra’nın yardımcısı olan ikinci tanrıları Osiris’tir. Osiris, yeryüzüne inmiş, çeşitli acılar çekmiş ve öldürülmüştür. Üçüncü tanrıları olan İsis sayesinde tekrar dirilmiş ve göğe yükselmiştir. Böylece Osiris, “ölüler ilahı / ölüler tanrısı” olmuştur. Ayrıca eski Mısır’da firavunlar, Amonra’nın, yâni “Güneş’in Oğlu” olarak kabûl edilmişlerdir.

Yine eski Mısır’da ölen bir kişinin osiris tarafından hesaba çekileceğine de inanılırdı.


Kaynaklar:

1. "14. Mektup",
Mahzâr-ı Cân-ı Canân.
2. "İncil", Yuhanna 1:1, Yuhanna 1:14, Markos 10:18.
3. "İslâmiyet ve Hıristiyanlık”, Hakîkât Yayınevi.
 
   
 

İnternetin en çok kullanılan para kazanma yöntemi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol